Human Papilloma Virus (HPV) cinsel yolla bulaşan bir mikroorganizmadır. Kadın genital organlarında siğillere, prekanseröz lezyonlara, uygun takip ve tedavi yapılmadığında ise bazı genital kanserlere neden olmaktadır.

Human Papilloma Virus

Human Papilloma Virus – Görsel kaynağı NIH

Diğer viruslar gibi bir hücreiçi mikroorganizma olan HPV, DNA virusudur, epiteliotrofik bir virustur. HPV enfeksiyonunda kuluçka süresi 3 hf – 3 ay arasında değişmektedir. Human Papilloma Virus (HPV) latent enfeksiyonunda viral DNA çekirdekte serbest  epizomal olarak bulunmaktadır; prodüktif enfeksiyonda ise virus DNA sı insan DNA sına entegre olur; epitelin orta ve yüzeyel tabakalarındaki hücrelerde viral DNA replikasyonu görülür, makroskopik ve mikroskopik görülebilen lezyonlar ortaya çıkar. Bilinen 200 den fazla HPV tipi vardır.  HPV tiplerinden  40 dan fazlası genital bölge, ağız ve boğazda farklı hastalıklara neden olmaktadır. Düşük risk grubu olanlar (tip 6, 11) genital siğilllere neden olmaktadır. Oysaki yüksek risk grubu HPV (tip 16, 18, 31,33, 35,39,45,51, 52, 58) ler farklı kanserlere neden olabilmektedir. Bunlar: Serviks, anal kanal, vulva, vagen , penis ve orofarengeal kanserlerdir. Kadınlarda ortaya çıkan kanserlerin %3 ünden, erkeklerde ise %2 sinden HPV sorumludur. Dünyada her sene 510000 invasive serviks kanseri tanısı konulmakta ve 288000 kadın bu hastalıktan kaybedilmekte olup % 80’i gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde en sık görülen cinsel temasla bulaşan hastalık HPV enfeksiyonu olup 50 yaşına kadar kadınların % 80’i bu enfeksiyonla karşılaşmaktadır. HPV’nin neden olduğu rahim ağzı (servikal) lezyonların değerlendirilmesinde pap smear, PCR yöntemiyle HPV araştırılması ve tiplemesi yapılmaktadır. Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonuna bağlı servikal epiteldeki (squamöz) sitolojik değişiklikler, düşük veya yüksek gradeli intraepitelial lezyon (SIL) olarak adlandırılır. Histolojik olarak tanı konulduğunda ise HPV ile ilişkili lezyonlar servikal intraepitelial lezyon (CIN) olarak adlandırılır ve CIN 1, 2, 3 tanısı konulur. Yüksek gradeli lezyonlar progresyon gösterir. CIN 1 lezyonlarında spontan regresyon %60, CIN 3 e ilerleme ise %10 oranındadır. CIN 3 lezyonlarının 1/3 ünde regresyon görülürken tedavi edilmeyen grupta progresyon ve servikal kanser gelişimi %12 den fazladır. Progresyon ve kanser gelişiminde; HPV ile birlikte bulunan Herpes virus, sigara, bağışıklık sistemi bozuklukları, multipl seksüel partner, düzenli smear yapılmaması rol oynamaktadır. Erken yaşta ilk cinsel ilişki, yüksek SIL görülme oranı ile birliktedir; en yüksek oran 10-19 yaş gurubunda rapor edilmiştir. İlk cinsel ilişki yaşı küçüldükçe CIN’den invazif kanser gelişme riski artmaktadır. Servikal prekanseröz lezyonların dikkatli takip ve tedavisi çok önemlidir. Takip ve tedavi planlamasında kolposkopik inceleme, yönlendirilmiş punch biyopsiler, dikkatli takip ve lezyonların ablasyonu/cerrahi uygulamalar  önem taşımaktadır. HPV den korunmak için hem erkek ve hem de kızlarda 26 yaşa kadar aşı yapılması önerilmektedir. ABD de eyaletlere göre farklılıklar olmakla birlikte kız çocuklarında 13-17 yaş arasında aşılanma oranı %35.9-%77.9 arasında değişmektedir. Quadrivalent (dörtlü) HPV aşısının HPV tip 16 ve 18’in neden olduğu yüksek gradeli CIN lezyonları ve servikal kanserden korunmada %99 etkili olduğu bildirilmiştir. Bu koruyuculuk oranı Tip 6 ve 11 in neden olduğu genital siğiller için de geçerlidir. Korunma amacıyla aşı yapılmış olsa bile rutin jinekolojik kontroller, tarama ve tetkikler ihmal edilmemelidir.